TÜRK HALK EDEBİYATI

1.      Türk tarihinin ilk yazılı belgeleri GÖKTÜRK YAZITLARI’ dır.
2.      Türklere ilk atasözlerinin yer aldığı ORHUN KİTABELERİ, 8. yüzyılda Vezir Tonyukuk, Kül Tigin, Bilge Kağan adına dikili üç taştan oluşmaktadır. Söylev özelliği gösteren eserler, ilk kez W. Thomsen tarafından 1893 yılında okunmuştur.
3.      KIRGIZLARA ait Yenisey Yazıtları ve Manas Destanı bulunmaktadır.
4.      Sekiz Yükmek, Altın Yaruk (Buda menkıbeleri), Kalyanamkara Papamkara, Irg Bitig (fal kitabı/Köktürk Harfleri)) UYGURLARA ait yazılı eserlerdir. Bu metinler dini içerikli olup mazmun şekilde oluşturulan Mani ve Buda Dininin anlatılması için çeviri eserlerdir.
DESTANLAR

Altay Türkleri


Yaratılış Destanı

Dünyada hiçbir şey yokken Kayra Han adlı Tanrı kendine benzer bir varlık yarattı. Ona Erlik verdi.


İskitlere


Şu Destanı

MÖ 330-327 yılları arasında Saka hükümdarının Büyük İskender’le mücadelesini anlatır.

Hunlara
Oğuz Kağan Destanı
Oğuz(Mete) yetişkin bir kişi olduğunda ormanda yaşayan bir canavarı öldürerek herkesi kendine saydırdı.




Göktürkler


Bozkurt
Batı Denizi’nin kıyısında yaşayan Türkler baskına uğrayıp öldürüldüler. Sağ kalan tek gencin de kolları bacakları kesildi. Dişi bir kurt onu buldu, sütle besledi, o mağarada kurttan on erkek çocuk doğdu. Her çocuktan ayrı bir boy oluştu.

Ergenekon
Tatarların baskısına uğrayan Göktürklerin sağ kalan birkaçı sarp dağları aşarak verimli toprakları olan bir yer bulmuş ve burada 400 yıl yaşamış Buraya sığmaz olunca demir dağı eritip Börteçine önderliğinde dağdan çıktılar.



Uygurlar


Göç
Hükümdar Nulug Tigin zamanında Çinlilerle çok savaşılmış savaşlara son vermek için Prens Gali Tıgin Çinli bir prensesle evlendirilmiş, çeyiz olarak kutlu dağ (ya da taşı) adlı kayayı vermişler ve ülkede kıtlık başlamış


Türeyiş
Eski Hun yabgularından birinin o kadar güzel iki kızı vardı ki yabgu bunların ancak tanrıyla evlenebileceklerini düşünerek kızları bir kuleye kapattı bir gün ihtiyar bir kurt kulenin çevresinde dolanıp bir in yaptı. Küçük kız bu kurdun babalarının kendilerini verdiği kurt olduğu söyleyerek ablasını ikna ederek aşağı indi.

5.      Uygurlara ait Maitrisimit tiyatro; Aç Pars ve Çeştani Bey öykü türünün önemli örnekleridir.
6.      Kumanlara ait CODEX CUMANİCUS, adlı eser, Türk tarihinin ilk bilmecelerini içerir.
7.      Karahanlılar döneminde Mutluluk Veren Bilgi anlamına gelen KUTADGU BİLİG, 1070 yılında Yusuf Has Hacip tarafından Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur.
8.      Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’te Ay Toldı, Saadeti, Kün Togdı Kanunu, Ögdülmiş Aklı, Odgurmuş Akıbeti sembolik (alegorik) tarzda anlatmıştır.
9.      Türk tarihinin ilk siyasetnamesi, ilk tevhit ve münacaat örnekleri ve ilk mesnevisi KUTADGU BİLİG’tir.
10.  6645beyit 173 dörtlükten oluşan KUTADGU BİLİG, Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.
11.  Türkçenin Arapça ile boy ölçüşebilecek zenginlikte olduğunu kanıtlamak amacıyla kültür ve uygarlık tarihimizin ana kitaplarından biri olan DİVANI LÜGATİT TÜRK adlı eseri KAŞGARLI MAHMUT kaleme alarak El Muktedi Billah’a sunmuştur.
12.  11. yüzyılda dil ürünlerinden oluşan, DİVANI LÜGATİT TÜRK, yalnızca Türk dilinin sözcüklerini toplamak, kurallarını ve yöntemlerini bildirmek, ölçülerini açıklamaktan ileri gelmez. Sözcükleri açıklarken tarih, coğrafya, folklor ve edebiyata ilişkin bilgiler, toplumsal yaşayışa dair ipuçları verir.
13.  Edip Ahmet Yükneki tarafından kaleme alınan ve Mehmet Sipahsalar’a sunulan ATABETÜL HAKAYIK, ilk nasihatname örneği olması açısından önemlidir.
14.  12. yüzyılda Hakaniye lehçesi ile yazılan ATABETÜL HAKAYIK, Kutadgu Bilig’de kullanılan aruz kalıbıyla yazılmış didaktik bir özellik taşımakla beraber hem beyit hem de dörtlüklerden oluşur.
15.  Tasavvuf edebiyatının ilk örneği sayılan eser ise Satuk Buğra Han’a sunulan Ahmet Yesevi’nin kaleme aldığı DİVAN-I HİKMET adlı eserdir.
16.  Divan-ı Hikmet, 12. yüzyılda yazılmıştır. Türk tasavvuf edebiyatının ilk şairi sayılan AHMET YESEVİ tarafından yazılmıştır. Dini, tasavvufi konuları işleyen didaktik bir şiir kitabı olan eser KOŞMA biçiminde kafiyelenmiştir.
17.  Türk halk edebiyatında destandan halk öykücülüğüne geçişin ilk ürünü DEDE KOKUT HİKÂYELERİDİR.
18.  15. yüzyılın başlarında yazıya geçirilen DEDE KORKUT HİKÂYELERİ, adını yaratıcısı olduğu kişiden alır. Türklerin yaşamını, tarihsel, kültürel ve toplumsal bakımdan çok anlatan bu yaratılar SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNLERİDİR. İslamiyet öncesi dönemde oluşturulan bu ürünlere, bu dinin kabulünden sonra İslami söyleyiş özellikleri de eklenmiştir.
19.  Kitab-ı Dede Korkut, sanatçısı belli olmayan halkın ortak malı bir eserdir. Nazım-nesir karışık 12 hikâyeden (VATİKAN – DRESTEN) oluşur. Hikâyelerinde daha çok Oğuzların düşmanları ve insanüstü güçlerle savaşmaları anlatılmaktadır. Her hikâye bağımsız olmakla beraber ortak kahramanlar bulunur ve her öykünün sonunda DEDE KORKUT söz alır.
20.  Bir CÖNKTE birden fazla şaire ait şiirler bulunur.
21.  Atasözlerinin toplandığı ilk kitap Levni’nin KİTABI ATALAR SÖZÜ dür. Güvahi’nin 16. yy.’da yazdığı PENDNAME önemli sav örneklerini içerir.
22.  En meşhur ŞAİRNÂME 17. yüzyılda ÂŞIK ÖMER tarafından kaleme alınmıştır.
23.  Ne halk türküleri ne de halk oyunları, ilk biçimlerini koruyabilir. Bunlar yayılma sürecinde birçok kez değişmiş, kimi zaman bu değişmelerle zenginleşmiş, kimi zaman da bayağılaşmıştır. Bu değişiklikleri yapanlarında kim olduğu bilinmez. Bunların hepsi ANONİM’dir.
24.  İslamiyet Öncesi Edebiyatta SAGU olarak bilinen yuğ törenlerinde söylenen ölüm konulu şiirler, Divan edebiyatında MERSİYE, İslamiyet Sonrası Türk Edebiyatında AĞIT adı alır.
25.  Altay Türklerinde şarkı KOJAN, Mani Türklerinde ilahi ise BAŞİK adını alır.
26.  İslamiyet’in kabulünden önce sürgün avlarına SIĞIR, kurban törenlerine ŞÖLEN, yas törenlerine YUĞ denir.
27.  İslamiyet öncesinde dizeler PADAK, ŞLOK ise sevindirici şiir anlamındadır.
28.  İranlılara göre AFRASİYAP adını alan ALP ER TUNGA destanı İSKİT TÜRKLERİNE aittir.
29.  Saka Hükümdarı Şu ile ZÜLKARNEYN’ in mücadeleleri ŞU DESTANINDA yer alır.
30.  Uluğ Türük’ün rüyasında gördüğü, altın yay, gümüş ok ve Oğuz’a yol gösteren gök yeleli kurt OĞUZ KAĞAN DESTANI’NIN mitolojik unsurları arasında yer alır.
31.  Kıyan ve Nüküz adlı kabilelerin Tatar Türklerine yenilmesi üzerine bir dağın eteğine yerleşmesi ve demir dağı eriterek çıkmasını anlatan destan ERGENEKON’ dur.
32.  TÜREYİŞ ve GÖÇ Destanları Uygurlar’ a aittir.
33.  Satuk Buğra Han Destanı KARAHANLILARA, Manas Destanı KIRGIZLARA aittir.
34.  Altınorda Devletinin Timur tarafından yıkılışını EDİGE DESTANI konu alır.
35.  Türk tarihinin ilk destanı bazı kaynaklara göre ALTAY TÜRKLERİNE ait olan Yaratılış’tır.
36.  BATTALNAME, 14. yüzyılda Anadolu’nun fethinden sonra İslamlaşma döneminde kahramanlıkların anlatıldığı bir destandır.
37.  Hamzaname, Battalname, Danişmendname geleneğini takip eden halk hikâyeleri arasında SALTUKNAME önemlidir.
38.  Nasrettin Hoca’nın adı ilk kez SALTUKNAME’ de yer alır.
39.  KOŞUKLARDA doğa güzellikleri, günlük yaşam, av eğlenceleri anlatılır.
40.  Eski Türklerde Artistik nesre KAVİ, ses veya makama KÜĞ denir.
41.  Divan-ı Lügatit Türk’te Balu Balu adıyla anılan anonim halk edebiyatı ürünü NİNNİ’dir.
42.  Yazarları belli olmayan, genellikle aaba kafiye düzenini alan, ilk iki dizesi yalnız ölçü ve kafiye ile ilgili olan ve anlatılmak istenen son iki dizede verildiği anonim halk edebiyatı ürününe MANİ denir.
43.  Biçim bakımından ilk Türkü metni 16. yy.’da ÖKSÜZ DEDE’ ye aittir.
44.  Düzenleyici pek bilinmeyen, halkın sözlü geleneği ile gelişen, çağdan çağa, yöreden yöreye içeriğinde olsun, biçimde olsun değişiklik ve bozulmalara ve kırpılmalara uğrayan, ayrıca hep ezgiyle söylenen şiirlere TÜRKÜ denir.
45.  Kerkük manilerine HOYRAT, Azeri manilerine BAYATI adı verilir.
46.  Doğa olaylarının anlatıldığı şiirlere SAYANAME adı verilir.
47.  DİVAN, SELİS, SEMAİ, KALENDERİ, SATRANÇ ve VEZNİ AHER halk edebiyatında aruzla yazılan türlerdir.
48.  Mitleri, masallardan, efsanelerden ayıran temel özellik KUTSAL kabul edilmesidir.
49.  ESKATOLOJİ, insanın ve dünyanın geleceği ile ilgili; KOZMOGONİ, evrenin nasıl oluştuğu ile ilgili; TEOGONİ, tanrıların nereden geldiklerini; ANTROPOGONİ ise insanların nerenden gelip nasıl oluştuklarına dair mitleri ele alırlar.
50.  Efsaneleri diğer türlerden ayıran temel nokta İNANÇ unsuru taşıması ve gerçek kabul edilmesidir.
51.  Olayları belli bir zamana bağlamaması, Miş’li geçmiş zamanla anlatılması, belli bir yazarının olmaması ve eğitici özellikler taşıması ile MASALLAR halk edebiyatında önemlidir.
52.  MASALLARDA; olağanüstü olaylardan, kalıp yargılardan, uydurma sözlerden yararlanılır.
53.  Halkın hafızasında derin izler bırakan büyük bir olayın meydana gelmesi, anlatıcılar tarafından söz konusu olayın işlenip zenginleştirilmesi, sözlü gelenekle yaşanılan anlatının bir kimse tarafından yazıya geçirilmesi DESTANLARIN oluşum evrelerini açıklar.
54.  Destanları meydana getiren ve kuşaktan kuşağa aktaran destancılara geçmişte OZAN adı verilmiştir. Bu gelenek daha sonra âşıklık geleneğine dönüşmüştür.
55.  Divanı Lügatit Türk’te bilmeceler TABZUG, Masallar nagıl ve ertek olarak geçmektedir.
56.  Akıcı konuşma becerisini geliştirmek amacıyla TEKERLEMELERDEN yararlanılır.
57.  Belli bir konudan ziyade, masal başında, ortasında ve sonunda yararlanılan TEKERLEMELER, seciler, aliterasyon ve ses oyunlarıyla birbirine bağlanmışlardır.
58.  Nazım – nesir karışık bir yapıya sahip, girişte kalıp ifadelerin yer aldığı, dili sözlü anlatmalarda sade ve anlaşılır olmasına rağmen yazma ve basma hikâyelerde klasik edebiyatın etkisini görüldüğü HALK HİKÂYELERİ halk edebiyatının diğer türlerinde de eserleri içerisinde barındırırlar.
59.  Sevgi ve kahramanlık konularının işlendiği, kişiler gerçek yaşama yakın, olağanüstülüklerin sınırlı olduğu, oluştukları çağın sosyal yapısı ve iç mücadelelerini de anlatan anlatıcıları okuryazar, az kültürlü kişiler olan halk edebiyatı anonim ürünlerine HALK HİKÂYELERİ adı verilir.
60.  Konusunu tarihten halk hikâyelerine Kan Kalesi, Hayber Kalesi ve Hz. Ali Cenkleri; konusunu aşktan alan Derdi Yok ile Zülfü Siyah, Âşık Garip, Erçişli Emrah ile Selvihan ve Kerem ile Aslı önemli HALK HİKÂYELERİDİR.
61.  KARAGÖZ, MEDDAH, ORTAOYUNU ve SEYİRLİK OYUNLAR sözlü tiyatromuzun örnekleridir.
62.  Tek kişilik bir tiyatro olan MEDDAH’ ın aksesuarları mendil, sopa ve bastondur. Karakterleri şivelerine göre konuşturan sanatçı, başlangıçta “Hak dostum Hak!” nidasıyla sopayı yere vurarak başlar. Açıklama, Senaryo (asıl) ve bitiş bölümleri vardır.
63.  Bir gölge oyunu olan KARAGÖZ ile HACİVAT, giriş, muhavere, fasıl ve bitiş bölümlerinden oluşur.
64.  Karagöz oyununda Karagöz cahil halk tipini, Hacivat aydın tipi temsil ederken, Çelebi, genç mirasyedi bir tiptir.
65.  Yardak, Karagözcünün isteği doğrultusunda, perde gazelleri, şarkılar, türküler okur ve tef çalar.
66.  Karagöz oyununda karşılıklı güldürücü konuşmaları yapıldığı bölüm MUHAVERE, asıl oyun ise FASIL bölümüdür.
67.  Tiplerin aynı kişiler tarafından seslendirilmesi, değişik ağız ve ses taklitlerine dayanması; usta çırak geleneği içinde müzikten yararlanan Türk temaşa edebiyatının önde gelen türü KARAGÖZ’ dür.
68.  ORTA OYUNU, Mukaddime, Muhavere, Fasıl ve Bitiş olmak üzere 4 bölümden olur.
69.  Ortaoyununda ev dekoru olarak bilinen kafes biçimindeki paravana YENİDÜNYA denir.
70.  Orta oyunun oynadığı alana PALANGA denir.
71.  ARZ BAR adlı Muhavere bölümünde Kavuklu Pişekâr’ın sözlerini ters anlar ve gülmece oluşur.
72.  Ortaoyununda kenarı kaftanlı kürk giyen, orta sınıf şehirli BAŞOYUNCU PİŞEKARDIR. Açılışı da kapanışı da o yapar.
73.  Ortaoyunundaki Pişekarın Karagöz oyunundaki karşılığı HACİVAT; Kavuklu’nun karşılığı ise KARAGÖZ’dür.
74.  Herhangi bir metne bağlı kalmadan doğaçlama oynana ORTAOYUNUNDA erkekler tarafından canlandırılan kadın tipine ZENNE denir. Ayrıca BALAMA, ARNAVUT, FRENK diğer oyunculardır.
75.  Anadolu’da kukla köylüler arasında BEBEK, ÇÖÇE, KARAÇÖR adıyla anılır.
76.  HANÇERLİ HANIM HİKÂYESİ, realist Halk Hikâyeleri arasında yer alır.
77.  KOŞMALARIN, İslamiyet Öncesi karşılığına Koşuk; divan edebiyatında da gazel adı verilir.
78.  Konularına göre koşmalar, doğa güzelliklerini anlatan GÜZELLEMELER; bir kimseyi yermek amacıyla ya da toplumun bozulan yanlarını anlatmak amacıyla TAŞLAMALAR; coşkun babacan yiğitçe söyleyişleri ile KOÇAKLAMALAR; bir kimsenin ölümünden duyulan acı ile ilgili ise AĞIT adını alır.
79.  Hecenin daha çok sekizli kalıbı ile yazılan aşk, doğa güzellikleri ve ayrılık acılarının konu alındığı şiirlere SEMAİ denir.
80.  Behey, Bre, Hey, gibi nidalarla hecenin sekizli kalıbı ile yazılan şiirlere VARSAĞI denir.
81.  Türk halk edebiyatında Ruhsati, Bayburtlu Zihni, Seyrani ve Kazak Abdal TAŞLAMALARI ile Köroğlu ve Dadaloğlu KOÇAKLAMALARI ile ünlüdür.
82.  Toplumu derinden etkileyen olayların anlatıldığı ve hece vezninin kullanıldığı âşık tarzı şiirlere DESTAN denir.
83.  Halk şiirindeki öğretici şiirlere NASİHAT; saz şairlerinin muayyen bilgiler gerektiren manzum bilmecelerine ise MUAMMA adı verilir.
84.  İLAHİ özel bir ezgiyle okunan, Tanrı’ya övgü ve yalvarma amacıyla söylenen şiir türüdür.
85.  GÜZELLEME, dağ, at, yayla, doğa gibi varlıkları ve sevgiliyi övüp yüceltmek için söylenen şiirlerdir.
86.  MANİ genellikle dört dizeli, yedi hece ölçüsüyle oluşturulan uyakları aaba dizilişinde olan ve başta aşk türü olmak üzere çeşitli konularda söylenen şiirlerdir.
87.  SEMAİ, sekizli hece ölçüsüyle ya da aruzla yazılan ve sevgi, doğa, güzellik gibi konuların işlendiği şiirlerdir.
88.  KOŞMA, ayrılık, aşk ve doğa konuları üzerinde hece ölçüyle yazılan değişik uyak düzenleriyle kurulup saz eşliğinde söylenen, sekiz dörtlükten oluşan lirik şiirlerdir.
89.  Âşıklığın esası karmaşık bir yapıya sahip olan rüya oluşturmaktadır. Hazırlık, rüya, uyanış ve ilk deyiş bu ritüelin aşamalarıdır.
90.  TÜRKÜLER, çeşitli ezgilerle söylenen halk şiiri nazım biçimidir. Genellikle yedili, sekizli ve on birli hece kalıplarıyla söylenir. Asıl sözlerin bulunduğu bentler ve her bendin ardından tekrar edilen kavuştak bölümleri vardır.
91.  Garipname” dini tasavvufi konulu bir mesnevi olup halka tasavvufu öğretmek amacıyla yazılmıştır. Bu eser, aynı zamanda Türk edebiyatının ilk büyük telif mesnevisidir. Ayrıca 14. yy. Anadolu Türkçesinin özelliklerini taşıması bakımından dil çalışmaları için önemlidir. Bu eseri ÂŞIK PAŞA kaleme almıştır.
92.  Güzelliği ile Elif’e vurgun olan 17. yüzyıl şairi KARACAOĞLAN, güzelleme türünün üstadı ve gurbet temasının vazgeçilmez şairi sayılır.
93.  Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde Çöğür şairi olarak anılan 17. yüzyıl şairi KÖROĞLU, Ayvaz, Çamlıbel, Kır At, Bezirgân ve Bolu Beyi gibi mazmunları çokça kullanır.
94.  Ferhat Paşa ile İran seferine katılan ÖKSÜZ DEDE 16. yüzyılda biçim bakımından ilk türkü metnini ortaya koymuştur.
95.  Genç Osman Destanı ile kısa sürede bütün Anadolu’ya nam salan yeniçeri şairi KAYIKÇI KUL MUSTAFA ‘ dır.
96.  Geride bıraktığı 2000’den fazla şiirle Türk edebiyatının en yazan âşıklarından biri olan ÂŞIK ÖMER, birçok şairin kendisine nazire yazdığı âşığın hece vezniyle oluşturduğu şiirler daha başarılıdır. İçinde 170 şairin yer aldığı ŞAİR-NAME adlı bir eseri de vardır. Fuzuli’ye bile nazire yazmıştır.
97.  Türk süsleme sanatının önde gelen minyatürcülerinden biri olan LEVNİ’ nin asıl adı Abdülcelil’dir. Aslen Edirneli olan sanatçı Atalar Sözü Destanı ile ünlemiştir.
98.  Emrah ile Selvihan Hikâyesinde yer alan Erçişli Emrah’tır.
99.  Aşk-gurbet-firkat üçlemesi ile tanınan 18. yüzyıl şairi Gevheri’dir.
100.          19. yüzyılda yaşayan ÂŞIK NİGÂRİ Nigârname, Çayname ve Sakiname adlı eserleri ile tanınır.
101.          Sergüzeştname, Kitab-ı Hikâyeyi Garibe, Eşek Destanı adlı eserleri ile tanınan BAYBURTLU ZİHNİ’ dir.
102.          Hakkımızda devlet etmiş fermanı / Ferman padişahın dağlar bizimdir dizeleri ile ünlü sanatçı DADALOĞLU’ dur.
103.          DERTLİ, ilk mahlası Lütfi olan şair hem hece hem aruzu kullanmıştır.
104.          Dedim-Dedi’li Koşma türünün kurucusu Erzurumlu Emrah’tır.
105.          Taşlamaları ile ünlü EVEREKLİ SEYRANİ, Kayserilidir.
106.          Âşık Veysel’in Dostlar Beni Hatırlasın adlı kitabını ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN hazırlamıştır.
107.          Halk şiirimizin güçlü soluklu bir şairi olan ÂŞIK VEYSEL, Kendini yedi yaşından itibaren saza, söze, şiire ve türküye vererek dış dünyanın karanlığını, gönül dünyası ile aydınlatmıştır. Gönül gözüyle yazdığı şiirlerinde birlik, beraberlik, yurt sevgisi, gurbet, ayrılık duyguları yer alır.
108.          Allah’ın birliği azamet ve kudretini anlatan eserlere İLAHİ adı verilir. Mevlevilerde Ayin, Gülşenilerde Tapuğ, Halvetilerde Durak, Bektaşilerde Cumhur adıyla anılır.
109.          İlk nasihatname örneği de sayılan; Hakikatlerin Eşiği (Atabetül Hakayık) adlı eseri ile tanınan ünlü mutasavvıf EDİP AHMET YÜKNEKİ’dir.
110.          Allah aşkını terennüm eden sorulu cevaplı eserlere DOLAPNAME; din ve tarikat büyüklerinin kerametlerinin anlatıldığı eserlere MENAKIPNAME adı verilir.
111.          4 kapı 40 makamı FAKRNAME adlı eserinde Hikmetlerini DİVANIHİKMET’te yer alan sanatçı AHMET YESEVİ’dir.
112.          Yaratılışın başlangıcı ve sonu, varlığın nereden gelip nereden gittiğini anlatan eserler DEVRİYE; Allah ile tekellüfsüz; şakalı bir edayla konuşur gibi yazılan türe ŞATHİYE denir.
113.          Hâkim Ata Menakıpnamesi ile SÜLEYMAN HÂKİM ATA; Dehname ve Nasihatnameleri ile ŞAH İSMAİL HATAYİ, önemli tasavvufi şahsiyetlerdir.
114.          Din uğruna yapılan savaşların anlatıldığı eserlere GAZAVATNAME; İnsanın yaratılışı ile ilgili eserlere VÜCUTNAME adı verilir.
115.          TÜRKSOY tarafından 2014 yılı MAHDUM KULU Yılı ilan edilmiştir.
116.          26.518 beyitlik Mesnevisi, Divan-ı Kebir, Fihi Mafih ve Mecalis-i Seba adlı önemli eserlerin sahibi evrensel bilge MEVLANA’ dır.
117.          13. yüzyılda yaşan HACI BEKTAŞI VELİ, MAKALAT ve Kitabül Fevaid adlı eserleri ile tanınır.
118.           On iki İmamı öven şiirlere DÜVAZNAME; Peygamberimizin övüldüğü eserlere NA’T denir.
119.          YUNSU EMRE, Yüzyıllar boyunca Tekke şiirinin önderi sayılmış, şiirleriyle kafalara ve gönüllere Türkçe ile seslenmiştir. Tasavvuf akımının, taşkın ve gür lirizmi ile halka yansıtmıştır. Aruzla da şiirler yazmakla beraber genellikle heceyi kullanmıştır. Bu şiirlerinde ana tema tanrı aşkı ve insan sevgisidir.
120.          İlahi denilince akla ilk gelen isim YUNUS EMRE’nin Risaletü’n Nushiyye adlı bir mesnevisi vardır.
121.          Nasihatnamesi ile önemli olan ABDAL MUSA tahta kılıçla Bursa’nın fethine katılmıştır.
122.          Divan, Gülistan, Mesnevileri, Dolabname, Minbername, Salatnâme adlı manzum eserler ile ünlü KAYGUZ ABDAL’dır.
123.          KAYGUSUZ ABDAL, Budalaname, Miglatanâme, Vücudname, Risale-i Kaygusuz, onun mensur eserleridir.
124.          Şathiye türünün iki büyük üstadı Kaygusuz ve Kazak Abdal’dır.
125.          Asrın Türkçecilerinden sayılan ÂŞIK PAŞA, Garipname adlı eseri Türkçe kaleme almıştır.
126.          15. yüzyılda özellik Yunus Emre tarzını devam ettirmesiyle KAYGUSUZ ABDAL’ın asıl adı Alâeddin’dir. DİLGÜŞA ve SARAYANAME adıyla manzum mensur karışık eserler vermiştir.
127.          Münacaat, Vahdet, Risalet, Miraç ve Rıhlet bölümlerinden oluşan VESİLETÜN NECAT adlı eseri SÜLEYMAN ÇELEBİ kaleme almıştır.
128.          Razname adlı eseri ile tanınan İBRAHİM GÜLŞENİ, İrşatnâme adıyla anılan Bursalı Üftade ’dir.
129.          Sarı Tambura şiiri ile ünlü PİR SULTAN ABDAL, hiç aruz vezni ile şiir yazmamış, Hızır Paşa tarafından asılarak öldürülmüştür. Dini tasavvufi düşünceyi mensubu olduğu Alevi-Bektaşi felsefesi etrafında şekillendirmiştir.
130.          Osmanlı hanedanı için yetişen divanı olan tek kadın şair ADİLE SULTAN ‘ın Tahassürname, İftiraknâme adlı eserleri vardır.
131.          Müzekkin-i Nüfuz adlı tasavvufi şiirler EŞREFOĞLU RUMİ’ ye; Divan-ı İlahiyat, Esile ve Evcine NİYAZ-İ MISRİ’ye aittir.
132.          Aruz ve hece ile şiirler yazan EDİP HARABİ’nin Laubali Bektaşi lisanı bilmesi ve nefeslerinin bir kısmını dönemin gazetelerinde yayınlaması önemlidir.
133.          İlahiname ve MARİFETNAME adlı eserleri ile ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI tasavvufi edebiyat için önemlidir.
134.          On altıncı yüzyılın sonu ile on yedinci yüzyılın başlarında yaşamış dini-tasavvufi Türk edebiyatı şairlerinden olan PİR SULTAN ABDAL, şiirlerinde Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve daha birçok veliye olan derin bir bağlılık, İslami ve Batini inanışlarla kaynaşmış bir vahdetivücut anlayışı görülür. Onda bazen isyancı bir ruh, bazen de toplumcu sosyal konulara rahatlıkla eğilen ve onları acımasızca tenkit edebilen bunları yaparken de dini bilgisini rahatlıkla kullanabilen bir üslup vardır.
135.          TEVHİD, İLAHİ, MÜNACAT türleri Allah Hakkında Yazılan türlerdir.
136.          Na’t, Gevhername, Dolabname, Hicretname, Mevlid gibi türler ise peygamberimiz hakkında yazılan türlerdendir.
137.          Halk edebiyatında şairlerin mahlaslarının kullandıkları beyitte TAPŞIRMA; divan edebiyatında ise taç beyittir.
138.          17. yüzyılın başlarında yaşayan VİRANİ, Balım Sultan’dan el almıştır.
139.          ARZU İLE KAMBER, adlı hikâyenin doğuş yeri Kerkük’tür. Hikâyeyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik manzum kısımların mani şeklinde yazılmasıdır.
140.          Lebdeğmezde b, f, m, p, v harflerini kullanmamak esastır.
141.          Tasavvuf şairlerinden biri olan HACI BAYRAMI VELİ, bir süre müderrislik yaptıktan sonra, Akşemseddin, Eşrefoğlu Rumi gibi önemli kişileri yetiştirmiştir. Aruzla yazmakla birlikte daha çok hece ölçünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır Sade dille söylediği ilahileri günümüze kadar ulaşmıştır.
142.           




HALK
HİKÂYELERİ


Duvaggapma

Halk Hikâyelerinin sonunda âşık ile maşuğun kavuşturulmasından sonra söylenen genellikle muhammes ya da müseddes halinde söylenen şen şakrak güzellemelere verilen addır.


Peşrev


Halk hikâyesini anlatmaya başlamadan önce söylenen manzum ya da mensur parçalardır.

Karavelli
Halk hikâyecileri hikâyelere zenginlik katmak amacıyla aralarda asıl hikâyeden farklı olarak kısa ibret verici veya komik hikâyeler anlatır.


1 yorum: